Bu Blogda Ara

21 Ocak 2016 Perşembe

insan ve insanlık

21 Ocak 2016, 11:27
Geçenlerde bir yazımda değinmiştim insan ve insanlığın arasına girenler diye. Açalım.

İnsanı oluşturan etkenleri sıralamaya gerek yok sanırırım biyolojik yapısından fiziksel yapısına oradan düşünce yapısına kadar o kadar çok detay var ki bunları da biliyoruz kabaca zaten.

Konu insanlığı da bilmemizde saklı aslında.
İnsanlığın insanca yaşamanın o kadar çok kriteri var ki ve insanlık tarihi sürdükçe yenileri ekleniyor.

Etik galiba en önemli olanı.
Nedense Milli eğitim etik ve din bilgisini birlikte ders olarak okutuyor.
Kültür ve turizm bakanlığının yan yana olması gibi.
Bir de enerji ve tabi kaynaklar bakanlığı var. Çevre bakanlığı ayrı orman bakanlığı.
olmaz mı? olur.
örnek çoğaltmaya gerek yok.
Farkında mısınız? Birbirine günaydın diyen, esenlikler dileyen insanlar günden güne azalıyor, sadece çocuklarımızın mı? bizim de sanal arkadaşlarımız var hiç dokunmadığımız, tokalaşmadığımız.
Takip ettiklerimiz ve takipçi sayımız bir kasaba, bir kent ve hatta bir ülke kadar nüfusa sahip. Çoğu akrabamızı hiç görmedik ama sosyal medyadan arkadaşız. Ellerinde büyüdüğümüz insanların ölüm haberlerini sosyal medyadan alıyor baş sağlığı diliyoruz. Paylaşımlar,paylaşımlar,paylaşımlar.

Kuşaklar arasındaki aktarımlar artık kültürel değil, kimse kimse ile direkt iletişim kuramıyor sadece takipteyiz ve bunu iletişim sanıyoruz.
Sanalım da. Sanal dünya adını buradan almıyormu zaten. Kontrol dışı yeni alışkanlıklar elde ediyoruz (faydalı/faydasız) Doğru bilgi çoğunluğu ilgilendirmiyor artık. Herkes kahraman, herkes bilirkişi, herkes uzman.

Farkındamısınız? üç yanlış bir doğruyu götürmüyor artık hayatta. Yanlışı düzeltme şansı ellerinden alındı insanların.

Her yanlış insanın savunma mekanizmasının devamlı devrede olması ile büyüyor.

Yanlışlar gibi yalanlar da birbirini doğurarak büyüyor. Karamsar olmamaya çalışan bir avuç insan aklını korumak için yüz-göz olmamaya çalıştığı insanlar tarafından devamlı öteleniyor. Yalan, dolan, çirkeflik, dalkavukluk, kendini bilmezlik hareket alanının genişletmek için her yola baş vuruyor.

Konuşan insan çünkü insanlık susuyor. Tepkisel çığlıklar azalıyor ve azaldıkça sesleri kısılırcasına haykırıyorlar  devam edenler  "SUSMA SUSTUKÇA SIRA SANA GELECEK" diye. Susturulan kitleye elbette sözümüz yok onların kendi tercihleri. Fakat susanlar,  geleceğini, bireyselliğini savunmayan yorgunlar eledikleri unun eleğini asacak çivi bile bulamayacaklarının farkına vardıklarında çok geç olacak.

Sahip çıkacak değerleriniz daha da azalmadan....

SUSMAYIN; KORKMAYIN ve unutmayın gezegenin iyi insanlara her zaman gereksinimi var.


Sevgi ile

Harun ANTAKYALI
ocak 2016 Ankara