Bu Blogda Ara

3 Şubat 2009 Salı

Harun Antakyalı ve Yaşam

Harun ile yaşamak, bire bir hayatla yüzleşmektir.
Sanatı ve yaşamı ile özdeşleşmiş olan “Yaşarım, Yaparım, Tüketirim” sözü dibine kadar yaşayıp tüketemediklerimizin özeti gibi gelir bana… İfadesi pek de kolay olmayan 18 yıllık yol arkadaşımdan söz etmeye çalışıyorum size.
Sanat, O’nun için yaşam şeklidir -bazıları gibi yetenek sergilemesi değil… Resimlerindeki bitirilmemişlik ya da bir çırpıda yapılmış gibi görülmesi duygusu da bundan kaynaklanır. Hiçbir zaman güzel olanın da peşinde değildir: O’nu anlayan anlar, ve gerçek dostları da bunu bilir.
Yani size, yazılarak anlatılamayacak bir öyküden söz etmeye ve paylaşmaya çalışıyorum. Ne kadar zor! Çünkü koca bir mücadelede, aynı bedende iki ayrı insan barındırmak, hiç de kolay değil… “Harun” ve “Harun Antakyalı” diye hep ayırmışımdır.
Bu, içinde barındırdıkları ile kendi kalıbını zorlayan bir öykü… Kendine inanan bir insanın öyküsünü yazmak ve O’na inanmanın nedenlerini paylaşmak o kadar zor ki! “Yaşa, Yap, Tüket” tam burada anlam kazanıyor bence.
Yaşanılanları, yaşanılacakları, ve bir dışavurumcunun belgelenen hayatında bu dışavurumcunun iki kocaman yüreğini, babalarına sonsuz sevgi ve destekle inanmış çocuklarımızla beraber paylaşmak ve anlatmaya çalışmak, doğru olarak nelerle, ve ne kadar ifade edilebilir?.. Bunu “Liman”ımıza girip çıkan dostlarımız çok iyi bilirler.
Tematik olarak sergilerinde ip uçlarını veriyor zaten Harun Antakyalı. Bazılarını sıralarsak: “Benim Olympos'um Yok”, “Yaşarım, Yaparım, Tüketirim”, “Olympos'u Olmayanlar Buraya”, “Don(suz) Kişotlar”, “Metropolü Anlayan An(lar)”, “Melekler Düş Kuramaz”, belgelenen hayatımızdan o kadar çok ipucu barındırıyor ki…
“Melekler Düş Kuramaz” sergisi beni en çok etkileyen süreçti. Çocuklarımdan biri, Ant, bana sormuştu bir gün: “Anne, melekler büyük mü olur, küçük mü?” diye. O gün Ant'a “Herkesin meleği kendi kadardır oğlum” demiştim... Bu günlerde kızım Ece soruyor. Devamlı soruyor, iyi ki de soruyor… Ve hep soracaklar, sormalılar da.
Herkesin meleği kendi kadardır.

Gül ANTAKYALI
nisan 2008 Ankara