Bu Blogda Ara

17 Haziran 2016 Cuma

% 100 Harun ANTAKYALI / İstanbul sergisi

Harun Antakyalı'nın 100cmx100cm tuvallerden oluşan 100 çalışması kolleksiyonlarda  yer almaya devam ediyor. Proje istanbul ARK kültür merkezi /cihangir de istanbuldaki izleyicileri ve koleksiyonerleri ile de buluştu.

30 Mayıs 2016 Pazartesi

Harun ANTAKYALI dan müthiş proje

Yıllarca hep ressamlara soruldu "benim bir portremi çizer misiniz"diye. Şimdi de ben soruyorum benim bir portremi çizer misiniz? Vallahi de billahi de sergileyeceğim. Hem de öz geçmişinizle katalog haline getirilerek taş gibi bir belge sunacağız. (çöpten insan çizemem diyenler dahil)

Yeni projesinde
Yıllardır ressamlara sorulan soruyu Antakyalı bu kez herkese soruyor "Benim bir portremi çizer misiniz?" Proje Antakyalı'nın hayatına giren, yaşamına dokunan herkesi kapsıyor. Sanatçı arkadaşlarından, galericilere Koleksiyonerlerinden takipçilerine kadar. uğraşı ne olursa olsun isteyen herkesin yer alacağı projenin startı verildi bitiş süresi gidişata göre belirlenecek.

çalışmaları bir katalog da toplamayı hedefleyen Antakyalı "katalog da 7 den 70 e çizen herkesin bir öz geçmişi olacak bir belge sunacağız" diyor.

Amaç
Birlik olmak

Final
ülkede bu çizimlerle bir turne sergiler  gerçekleştirmek.

Harun ANTAKYALI bahane / Sanat şahane

Bu bir projedir.

Hepimize kolay gelsin.

15 Mart 2016 Salı

Sakin ol


Seni dolduruşa getirenlerin sözlerini,
aklından geçenleri,
kin ve nefretini,
cehaletini,
gerekli gereksiz tüm bilgilerini,
sana yapılan dayatmaları sakince yere bırak ve dön medeniyetler beşiği Anadolu'nun ezgilerine.

Çocukluğundan gelen ve seninle yaşayan ezgilerin kalsın ve oradan tekrar başla. İnan ki çok kısa zamanda insan ile insanlığın arasına girmiş ne kadar puştluk varsa onlardan arınacaksın ve hızla insan olmaya yol alacaksın.

Sakince bırak;
Olaylara baktığın, sana dayatılan ve önüne oturttukları pencereyi.

Çık bak;
Hayatı, dünyayı ve yaşanılanları 360 derece göreceğin bir yere.

Etrafına bakarken dön o güzelim ezgilere,destanlara,ağıtlara. Her yöreden, her dilden. Anadolu'ya, Anadolu'na tüm değerleri ile sahip çık. Unutma ulusları milletler oluşturur. Her milletten dostlar edin ve onların ezgilerini dinle ezgiler yalan söylemez. Söyle; söyle ki çınlatsın ezgilerin sana dayatılanlara inat evreni.

Tek vücut, tek yürek olmak senin karakterinde var sen tüm bu ezgilerin çocuğusun ve karakterlidir tüm ezgiler. Sana bölgecilik yaptıranların söylemlerini de sakince bırak yere. Sırtını kimseye değil Anadolu'ya yasla.
Ama Anadolu'ya, mutlaka Anadolu'ya.

Seni büyüten,var eden ezgilere yasla sırtını
Seni sırtından vurmayacak tek değer elinde kalan bu ezgilerdir onlara sahip çık. Diğer yörelerin ozanlarına erişmek istiyorsan eğer kendi yörenin ozanın sesine kulak ver. Özü sözü birdir ozanların zarar gelmez. Görevidir onların sana kaybettiğin değerleri anlatmak. Kulaktan dolma bilgilerle yazılmaz destanlar,ağıtlar. Bir kez söylenir ve kaybolmaz onlar. Unutma ki söylendiği günden içinde bulunduğun an 'a  kadar unutulmayan her şeyin temeli sağlamdır.

Dün söylediği bu günü tutmayan gereksizleri ve onların söylediklerini de sakince bırak yere.

Düşün, merak, et, oku.

Sen çamura şekil veren bir uygarlıktan geliyorsun, Yazı senin topraklarında bulundu, ilk yerleşik hayat bu toraklarda, denizcilik, ticaret bu topraklardan yayıldı dünyaya. Parayı bulan uygarlık, toprağı işleyip tarımı bulan uygarlık hepsi buralardan, tek vücut bir direnişi, bir savaşı kazanan ataların destan yazdı içinde türküleri olan. Hepsinin ezgileri sana miras.

Sana bunları unutturanları da sakince bırak yere.

Birilerinin kucağına oturmuşlara inat
KUCAKLA sana sahip çıkan türküleri, Anadolu ezgilerini.
KUCAKLA kardeşini.

Al yüreğini eline ve aç avucunu.

Harun ANTAKYALI
5 Ekim 2015
istanbul

21 Ocak 2016 Perşembe

insan ve insanlık

21 Ocak 2016, 11:27
Geçenlerde bir yazımda değinmiştim insan ve insanlığın arasına girenler diye. Açalım.

İnsanı oluşturan etkenleri sıralamaya gerek yok sanırırım biyolojik yapısından fiziksel yapısına oradan düşünce yapısına kadar o kadar çok detay var ki bunları da biliyoruz kabaca zaten.

Konu insanlığı da bilmemizde saklı aslında.
İnsanlığın insanca yaşamanın o kadar çok kriteri var ki ve insanlık tarihi sürdükçe yenileri ekleniyor.

Etik galiba en önemli olanı.
Nedense Milli eğitim etik ve din bilgisini birlikte ders olarak okutuyor.
Kültür ve turizm bakanlığının yan yana olması gibi.
Bir de enerji ve tabi kaynaklar bakanlığı var. Çevre bakanlığı ayrı orman bakanlığı.
olmaz mı? olur.
örnek çoğaltmaya gerek yok.
Farkında mısınız? Birbirine günaydın diyen, esenlikler dileyen insanlar günden güne azalıyor, sadece çocuklarımızın mı? bizim de sanal arkadaşlarımız var hiç dokunmadığımız, tokalaşmadığımız.
Takip ettiklerimiz ve takipçi sayımız bir kasaba, bir kent ve hatta bir ülke kadar nüfusa sahip. Çoğu akrabamızı hiç görmedik ama sosyal medyadan arkadaşız. Ellerinde büyüdüğümüz insanların ölüm haberlerini sosyal medyadan alıyor baş sağlığı diliyoruz. Paylaşımlar,paylaşımlar,paylaşımlar.

Kuşaklar arasındaki aktarımlar artık kültürel değil, kimse kimse ile direkt iletişim kuramıyor sadece takipteyiz ve bunu iletişim sanıyoruz.
Sanalım da. Sanal dünya adını buradan almıyormu zaten. Kontrol dışı yeni alışkanlıklar elde ediyoruz (faydalı/faydasız) Doğru bilgi çoğunluğu ilgilendirmiyor artık. Herkes kahraman, herkes bilirkişi, herkes uzman.

Farkındamısınız? üç yanlış bir doğruyu götürmüyor artık hayatta. Yanlışı düzeltme şansı ellerinden alındı insanların.

Her yanlış insanın savunma mekanizmasının devamlı devrede olması ile büyüyor.

Yanlışlar gibi yalanlar da birbirini doğurarak büyüyor. Karamsar olmamaya çalışan bir avuç insan aklını korumak için yüz-göz olmamaya çalıştığı insanlar tarafından devamlı öteleniyor. Yalan, dolan, çirkeflik, dalkavukluk, kendini bilmezlik hareket alanının genişletmek için her yola baş vuruyor.

Konuşan insan çünkü insanlık susuyor. Tepkisel çığlıklar azalıyor ve azaldıkça sesleri kısılırcasına haykırıyorlar  devam edenler  "SUSMA SUSTUKÇA SIRA SANA GELECEK" diye. Susturulan kitleye elbette sözümüz yok onların kendi tercihleri. Fakat susanlar,  geleceğini, bireyselliğini savunmayan yorgunlar eledikleri unun eleğini asacak çivi bile bulamayacaklarının farkına vardıklarında çok geç olacak.

Sahip çıkacak değerleriniz daha da azalmadan....

SUSMAYIN; KORKMAYIN ve unutmayın gezegenin iyi insanlara her zaman gereksinimi var.


Sevgi ile

Harun ANTAKYALI
ocak 2016 Ankara